Description
Hardt ve Negri’nin İmparatorluk’u yayımlandığında, dünyadaki muhalif güçler uzun yılların ataletini yeni yeni kırmaya, küresel egemenliğin bu yeni biçimini sorgulamaya başlıyordu. Kitapta yazarlar, emperyalizm teriminin artık günümüzü açıklayamadığını, bunun yerine ulus-devletler kadar ulusüstü kurum, şirket ve STK’ları da içeren, her yere yayılan bir emperyal ağın var olduğunu savundular; bu yeni egemenlik biçimi karşısında ulusal ve yerel eksenli direnişlerin etkisiz kaldığını söyleyip yeni bir enternasyonalizm önerdiler. İmparatorluk’un tamamlayıcısı niteliğindeki Çokluk, Seattle’dan Irak Savaşı protestolarına kadar bu önerinin pratikte denendiği, birçok toplumsal eylemi ve meydan okudukları küresel sürekli savaş halini açıklıyor, bir mücadele perspektifi çiziyor. Artık, düşmanı ve alanı belirsiz, sürekli bir küresel savaş hali içinde yaşıyoruz. Bu durum yaşamın her alanına yayılıp, demokrasinin süresiz askıya alınmasına zemin hazırladı. Bu savaş temelinde kurulan yeni sömürü ve ekonomik hiyerarşi topografyasının hatları, ulusal sınırların ötesinde belirginleşiyor: Küresel bir Apartheid düzenine giriyoruz; azınlığın zenginliği, çoğunluğun emeği ve yoksulluğu sayesinde sürüyor. Oysa son yıllardaki direniş dalgasının gösterdiği gibi, küreselleşme aynı zamanda, ülkeler ve kıtalar boyunca uzanan sayısız ortaklaşma biçimine de hayat verdi. Farklı farklı emek biçimleri tekilliklerini korudukları halde, birlikte ortak zeminler geliştiriyor ve bunlar her tür üretimin koşulu haline geliyor. Tekillikler, bu ortak payda temelinde etkileşiyor, farklılıklarından vazgeçmeden bir araya geliyor. Çokluk, işte bu tekillik ve ortaklık dinamiğinden doğan öznelliktir. Tarihte ilk kez mutlak demokrasi olanaklı hale geldi; her tür egemenlik biçimini yok etmek mümkün artık. Bu olanağı gerçekleştirmekse çokluğun projesi… MICHAEL HARDT: Duke Üniversitesi’nde edebiyat profesörüdür. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy [1993; Gilles Deleuze: Felsefede Bir Çıraklık, Çev. İsmail Öğretir ve Ali Utku, Otonom Yay., 2012] ve Antonio Negri ile birlikte yazdığı kitaplar dışında Radical Thought in Italy [1996; İtalya’da Radikal Düşünce ve Kurucu Politika, Çev. Sinem Gözer, Selen Göbelek, Otonom Yay., 2005] kitabının Paolo Vimo ile editörlüğünü yapmıştır. Halen Pier Paolo Pasolini’nin yazı ve filmlerinin yanı sıra, XX. yüzyıl edebiyatında modernizm ve realizm üzerine çalışmaktadır. ANTONIO NEGRI: 1933 yılında İtalya’nın Padua kentinde doğan yazar, yirmi üç yaşında Alman tarihselciliği üzerine hazırladığı teziyle felsefe diploması alır. 1957-1958 yılları arasında Benedetto Croce Tarihsel Çalışmalar Enstitüsü’nde çalışır ve 1959 yılında Hukuk Felsefesi profesörlüğü unvanını kazanır. 1967 yılına dek Padua Üniversitesi’nde asistan olarak görev yapar ve aynı yıl devlet kuramları alanında profesör olur. Nisan 1979’da Negri, Aldo Moro’nun Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıp öldürülmesi sonrasında açılan soruşturma çerçevesinde diğer Autonomia üyeleriyle birlikte tutuklanır ve Kızıl Tugaylar’ın lideri olmak, Aldo Moro’nun kaçırılmasını planlamak gibi suçlamalara maruz kalır. Her ne kadar sonraki yıllarda Kızıl Tugaylar’la bağlantısı olmadığı açıklık kazanacak olsa da, Negri şaibeli bir yargılama sürecinin sonucunda toplam 34,5 yıl hapis cezasına çarptırılır. Eylül 1983’te Bakanlar Kurulu’nun dokunulmazlığını kaldırmaya karar vermesiyle Negri İtalya’yı terk eder ve 1997 yılına dek yaşayacağı Fransa’ya geçer. 1 Temmuz 1997 günü devlet terörizminden kaynaklanan “kurşun yılları”na bir son vermek için İtalya’ya geri döner ve cezasının kalan kısmını çekmek üzere Roma’daki Rebibbia Hapishanesi’ne konur. İmparatorluk’u bu hapishane dönemi esnasında yazan Negri, 2003 baharında serbest bırakılır.
Reviews
There are no reviews yet.